Hepimiz Birimiz İçin dizisi 2.BÖLÜM özeti
2 posters
Hepimiz Birimiz İçin Fan Club :: Hepimiz Birimiz İçin Dizisi Hakkında :: Hepimiz Birimiz İçin Dizisi Bölüm Özetleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Hepimiz Birimiz İçin dizisi 2.BÖLÜM özeti
2.Bölüm Özeti
HERKESİN BİR KORKUSU VAR!..
Jandarma karakolunda korku dolu ama komik anlar yaşayan beş genç, hepsinin bir korkusu olduğunu açık eder. Nasıl herkesin bir rengi varsa, herkesin bir korkusu da vardır ve hayata karşı hep başarısız olmalarının ardında bu korkular yatmaktadır. Hayatlarında ilk defa büyük bir cesaret göstermişlerdir, ancak artık daha da çok korkmaktadırlar!
Gergin ama komik bir şekilde sorgulanmalarının ardından Zeynep’in şikayetçi olmamasıyla serbest kalan beş genç, kendilerini çok zor bir durumda bulurlar. Zeynep, sandıklarından çok daha fazla tepki göstermekte, Mine ve Serap dahil hiçkimseyi bir süre görmek istememektedir!
Nazım, Emir, Ege, Serap ve Mine, Biber Kafe’ye gidip ne yapacaklarını tartışırlar. Zeynep’in düğününü engellemişlerse de, asıl maceraları yeni başlamaktadır: artık, Zeynep’e rengini ve aşkını hatırlatmak zorundadırlar! Nazım ve Zeynep’in bir araya gelmesi gerektiğini düşünen kafadarlar, iki aşığı birleştirmek için bir plan yaparlar. Mucize operasyonunun ikinci basamağı resmen başlamıştır!
Bu sırada Zeynep de, yapılan müdahaleyle yolundan çıkan hayatını yeniden düzenlemeye çalışmaktadır. Şikayetçi olmadığı için kendisine kırılan Ertan’ın gönlünü almaya çalışır. Büyük mahcubiyet duyduğu Ertan’a durumu açıklamaya çalışan Zeynep, ne olursa olsun kendisiyle evleneceğini söyler. Bu sırada, Zeynep’in ailesi de çılgına dönmüştür. Annesinin müdahaleleri ve eleştirilerini daha fazla kaldıramayan Zeynep, ilk kez Nazım’ı savunur!
Bu sırada, herkesin hayatı da devam etmektedir. Ege, bir yandan takımdaki rakibi Kaya’yla mücadele edip ilk beşteki yerini almak için uğraşırken, diğer yandan ansızın karşısına çıkan babasının isteğiyle sarsılır: babası İsmail, Ege’den şike yapmasını istemektedir!
Emir ise, annesine yalan söylediği için vicdan azabı duymaktadır. İstanbul’a yeniden gelmesine sebep olan rolü başkasına kaptırdığını annesine söyleyemeyen Emir, yeni bir rol alabilmek için apar topar bir cast ajansına kaydolur: ne var ki bu ajans, başına beklenmedik işler açacaktır!
Serap, çalıştığı atölyedeki sorunlu öğrenci Murat’ın tacizleriyle uğraşırken, Mine de gönderildiği dizgi atölyesinden kurtulup yeniden haber kovalamanın yollarını aramaktadır.
Zeynep, Ertan’ın gönlünü alıp annesi Meral’i Ankara’ya dönmeye ikna eder. Nazım ise, Zeynep’i yeniden görmenin yollarını aramaktadır!
Zeynep eve almadığı için bir geceyi çocukların evinde geçirmek zorunda kalan Serap ve Mine, Emir ve Ege’nin dünyasını da keşfetmeye başlarlar. Mine ve Emir birlikte yemek yaparken, Ege ve Serap birbirlerinin derinliklerinde bir yerlerde benzer acılar olduğunu keşfetmeye başlarlar.
Bu arada, Zeynep ve Nazım arasındaki telepatik bağ yine iş başındadır: ikili, aynı anda birbirlerini düşünürler. Gece, Serap Ege’nin odasında kalır ve genç adamın kitaplarını incelerken kitaplardan birinin arasından çıkan bir yazıyla sarsılır: Ege, babasının hayatına olan olumsuz etkileriyle ilgili bir iç dökme yazısı yazmıştır ve yazıdaki duygu, Serap’a çok yakındır! Mine, Emir’in odasında kalır: Emir’in düzenli, tertipli, renkli odasında genç adamın iç dünyasının zenginliğini keşfetmeye başlar. Odasını hiçbir zaman hiçkimseye vermeme konusunda kararlı olan Nazım, yatağına uzanmış Zeynep’i düşünürken, gecenin en büyük sıkıntısını Ege ve Emir çekmektedir: yer yokluğundan salondaki kanepede birlikte yatmak zorunda kalan iki kafadarı, komik bir çatışma beklemektedir! Ege gibi ciddi ve karizmatik bir adamın ‘gelinlik’ giymiş olması, Emir’in sivri diline çoktan düşmüştür bile!
Ertesi gün dizgi atölyesinde çalışan Mine, eline geçen bir davetiyeyle büyük heyecan duyar: Zeynep’in çok sevdiği bir yönetmenin yeni filmi, Boğaz manzaralı bir açık hava gösterimiyle gala yapacaktır. Zeynep ve Nazım’ı bir araya getirmek için mükemmel bir fırsat olduğunu fark eden Mine, hemen Emir’e haber verir. Ne var ki, gala halka kapalı olarak yapılacaktır! Mine, şefi Fatih’le konuşarak davetiye ister. Fatih önce böyle önemli bir davetiyeyi Mine’ye verip vermeme konusunda kararsız kalır, ardından bir şart öne sürer: filmin yönetmeniyle röportaj yapması!
Mine yıkılır ve o esnada gazeteye ulaşmış olan Emir’e durumu anlatır: galaya sadece Zeynep ve Nazım’ın gitmesi gerekmektedir, bu durumda Mine’nin orada bulunup röportaj yapması imkansızdır! Emir, hemen kendine özgü bir çözüm üretir: yönetmeni gündüz yakalayıp röportaj yapmak! Mine ve Emir, hemen yönetmenin peşine düşerler, ancak bu gayret, ikisinin de üstün beceriksizlikleri ve her şeyi birbirine katma potansiyelleri sayesinde müthiş ve komik bir maceraya dönüşür!
Zeynep’i görmek için sabırsızlanan Nazım, ertesi gün herkesten habersiz bir şekilde Zeynep’in çalıştığı ofise gider ve orada hem Zeynep’le, hem de Ertan’la karşılaşır. Herkes için çok sarsıcı geçen bu konuşma, Zeynep’in kırıcı sertliğiyle sona erer. Nazım’a karşı tavrından dolayı büyük pişmanlık duysa da, Zeynep’in geri adım atmaya niyeti yoktur. Aşık olduğu adamı sürekli karşısında görmekten rahatsızlık duyan ve acı çeken Zeynep, ertesi gün Hazal’a gidecek ve Nazım’la konuşmasını ve bir daha karşısına çıkmamasını söylemesini rica edecektir!
Mine ve Emir, büyük bir maceranın ardından Fatih’ten davetiyeyi almayı başarırlar. Ne var ki, zarfı açtıklarında kötü bir sürprizle karşılaşırlar: davetiye tek kişiliktir! Galaya az bir süre kala fark ettikleri bu durumu telafi etmek için masalardan birinde bulduğu zarfı cebe atan Emir, Nazım ve Zeynep’i bir araya getirmek için son engeli aşsa da, üçüncü bölümde Mine’nin başına açılacak büyük bir sorunun temelini atmıştır!
Beş kafadarın planı sonuç verir: Zeynep ve Nazım, Mine’nin ayarladığı özel film gösteriminde karşı karşıya gelirler. İkili, birbirlerine yaklaşamasalar, Zeynep gardlarını indiremese, aşk itiraf edilemese de romantik bir gece yaşarlar. Zeynep, sert çıkışından dolayı pişman olduğu için bu kez Nazım’ı kovamaz. Filmi ayrı yerlerde izleseler de, aynı kare içinde mükemmel bir çift olarak görünmüşlerdir.
Zeynep, Nazım’la açık hava film gösterimindeyken, Ege, Emir, Serap ve Mine’yle birliktedir. Dört genç arasındaki ilişki, Zeynep’le Nazım’ı bir araya getirme konusundaki ortaklıktan çıkmakta, kendi aralarındaki bir ilişki haline gelmektedir.
Zeynep, bu romantik gecede Mine ve Serap’ın parmağı olduğundan şüphelense de ispatlayamaz: eve gittiğinde kızların ağzını yoklar, ancak kızların bir işler karıştırdığından emin olamadığı için Nazım’la karşılaştığı gizler. Zeynep’in bu tavrı, beş kafadar için büyük bir gelişme anlamına gelmektedir!
Ne var ki, Nazım’la karşılaşmasını hiçkimseye söylemediği için kendini Ertan’a karşı suçlu hisseden Zeynep’in tedbir olarak Ertan’la daha da yakınlaşma çabası, bu umutları bir anda söndürecektir!
HERKESİN BİR KORKUSU VAR!..
Jandarma karakolunda korku dolu ama komik anlar yaşayan beş genç, hepsinin bir korkusu olduğunu açık eder. Nasıl herkesin bir rengi varsa, herkesin bir korkusu da vardır ve hayata karşı hep başarısız olmalarının ardında bu korkular yatmaktadır. Hayatlarında ilk defa büyük bir cesaret göstermişlerdir, ancak artık daha da çok korkmaktadırlar!
Gergin ama komik bir şekilde sorgulanmalarının ardından Zeynep’in şikayetçi olmamasıyla serbest kalan beş genç, kendilerini çok zor bir durumda bulurlar. Zeynep, sandıklarından çok daha fazla tepki göstermekte, Mine ve Serap dahil hiçkimseyi bir süre görmek istememektedir!
Nazım, Emir, Ege, Serap ve Mine, Biber Kafe’ye gidip ne yapacaklarını tartışırlar. Zeynep’in düğününü engellemişlerse de, asıl maceraları yeni başlamaktadır: artık, Zeynep’e rengini ve aşkını hatırlatmak zorundadırlar! Nazım ve Zeynep’in bir araya gelmesi gerektiğini düşünen kafadarlar, iki aşığı birleştirmek için bir plan yaparlar. Mucize operasyonunun ikinci basamağı resmen başlamıştır!
Bu sırada Zeynep de, yapılan müdahaleyle yolundan çıkan hayatını yeniden düzenlemeye çalışmaktadır. Şikayetçi olmadığı için kendisine kırılan Ertan’ın gönlünü almaya çalışır. Büyük mahcubiyet duyduğu Ertan’a durumu açıklamaya çalışan Zeynep, ne olursa olsun kendisiyle evleneceğini söyler. Bu sırada, Zeynep’in ailesi de çılgına dönmüştür. Annesinin müdahaleleri ve eleştirilerini daha fazla kaldıramayan Zeynep, ilk kez Nazım’ı savunur!
Bu sırada, herkesin hayatı da devam etmektedir. Ege, bir yandan takımdaki rakibi Kaya’yla mücadele edip ilk beşteki yerini almak için uğraşırken, diğer yandan ansızın karşısına çıkan babasının isteğiyle sarsılır: babası İsmail, Ege’den şike yapmasını istemektedir!
Emir ise, annesine yalan söylediği için vicdan azabı duymaktadır. İstanbul’a yeniden gelmesine sebep olan rolü başkasına kaptırdığını annesine söyleyemeyen Emir, yeni bir rol alabilmek için apar topar bir cast ajansına kaydolur: ne var ki bu ajans, başına beklenmedik işler açacaktır!
Serap, çalıştığı atölyedeki sorunlu öğrenci Murat’ın tacizleriyle uğraşırken, Mine de gönderildiği dizgi atölyesinden kurtulup yeniden haber kovalamanın yollarını aramaktadır.
Zeynep, Ertan’ın gönlünü alıp annesi Meral’i Ankara’ya dönmeye ikna eder. Nazım ise, Zeynep’i yeniden görmenin yollarını aramaktadır!
Zeynep eve almadığı için bir geceyi çocukların evinde geçirmek zorunda kalan Serap ve Mine, Emir ve Ege’nin dünyasını da keşfetmeye başlarlar. Mine ve Emir birlikte yemek yaparken, Ege ve Serap birbirlerinin derinliklerinde bir yerlerde benzer acılar olduğunu keşfetmeye başlarlar.
Bu arada, Zeynep ve Nazım arasındaki telepatik bağ yine iş başındadır: ikili, aynı anda birbirlerini düşünürler. Gece, Serap Ege’nin odasında kalır ve genç adamın kitaplarını incelerken kitaplardan birinin arasından çıkan bir yazıyla sarsılır: Ege, babasının hayatına olan olumsuz etkileriyle ilgili bir iç dökme yazısı yazmıştır ve yazıdaki duygu, Serap’a çok yakındır! Mine, Emir’in odasında kalır: Emir’in düzenli, tertipli, renkli odasında genç adamın iç dünyasının zenginliğini keşfetmeye başlar. Odasını hiçbir zaman hiçkimseye vermeme konusunda kararlı olan Nazım, yatağına uzanmış Zeynep’i düşünürken, gecenin en büyük sıkıntısını Ege ve Emir çekmektedir: yer yokluğundan salondaki kanepede birlikte yatmak zorunda kalan iki kafadarı, komik bir çatışma beklemektedir! Ege gibi ciddi ve karizmatik bir adamın ‘gelinlik’ giymiş olması, Emir’in sivri diline çoktan düşmüştür bile!
Ertesi gün dizgi atölyesinde çalışan Mine, eline geçen bir davetiyeyle büyük heyecan duyar: Zeynep’in çok sevdiği bir yönetmenin yeni filmi, Boğaz manzaralı bir açık hava gösterimiyle gala yapacaktır. Zeynep ve Nazım’ı bir araya getirmek için mükemmel bir fırsat olduğunu fark eden Mine, hemen Emir’e haber verir. Ne var ki, gala halka kapalı olarak yapılacaktır! Mine, şefi Fatih’le konuşarak davetiye ister. Fatih önce böyle önemli bir davetiyeyi Mine’ye verip vermeme konusunda kararsız kalır, ardından bir şart öne sürer: filmin yönetmeniyle röportaj yapması!
Mine yıkılır ve o esnada gazeteye ulaşmış olan Emir’e durumu anlatır: galaya sadece Zeynep ve Nazım’ın gitmesi gerekmektedir, bu durumda Mine’nin orada bulunup röportaj yapması imkansızdır! Emir, hemen kendine özgü bir çözüm üretir: yönetmeni gündüz yakalayıp röportaj yapmak! Mine ve Emir, hemen yönetmenin peşine düşerler, ancak bu gayret, ikisinin de üstün beceriksizlikleri ve her şeyi birbirine katma potansiyelleri sayesinde müthiş ve komik bir maceraya dönüşür!
Zeynep’i görmek için sabırsızlanan Nazım, ertesi gün herkesten habersiz bir şekilde Zeynep’in çalıştığı ofise gider ve orada hem Zeynep’le, hem de Ertan’la karşılaşır. Herkes için çok sarsıcı geçen bu konuşma, Zeynep’in kırıcı sertliğiyle sona erer. Nazım’a karşı tavrından dolayı büyük pişmanlık duysa da, Zeynep’in geri adım atmaya niyeti yoktur. Aşık olduğu adamı sürekli karşısında görmekten rahatsızlık duyan ve acı çeken Zeynep, ertesi gün Hazal’a gidecek ve Nazım’la konuşmasını ve bir daha karşısına çıkmamasını söylemesini rica edecektir!
Mine ve Emir, büyük bir maceranın ardından Fatih’ten davetiyeyi almayı başarırlar. Ne var ki, zarfı açtıklarında kötü bir sürprizle karşılaşırlar: davetiye tek kişiliktir! Galaya az bir süre kala fark ettikleri bu durumu telafi etmek için masalardan birinde bulduğu zarfı cebe atan Emir, Nazım ve Zeynep’i bir araya getirmek için son engeli aşsa da, üçüncü bölümde Mine’nin başına açılacak büyük bir sorunun temelini atmıştır!
Beş kafadarın planı sonuç verir: Zeynep ve Nazım, Mine’nin ayarladığı özel film gösteriminde karşı karşıya gelirler. İkili, birbirlerine yaklaşamasalar, Zeynep gardlarını indiremese, aşk itiraf edilemese de romantik bir gece yaşarlar. Zeynep, sert çıkışından dolayı pişman olduğu için bu kez Nazım’ı kovamaz. Filmi ayrı yerlerde izleseler de, aynı kare içinde mükemmel bir çift olarak görünmüşlerdir.
Zeynep, Nazım’la açık hava film gösterimindeyken, Ege, Emir, Serap ve Mine’yle birliktedir. Dört genç arasındaki ilişki, Zeynep’le Nazım’ı bir araya getirme konusundaki ortaklıktan çıkmakta, kendi aralarındaki bir ilişki haline gelmektedir.
Zeynep, bu romantik gecede Mine ve Serap’ın parmağı olduğundan şüphelense de ispatlayamaz: eve gittiğinde kızların ağzını yoklar, ancak kızların bir işler karıştırdığından emin olamadığı için Nazım’la karşılaştığı gizler. Zeynep’in bu tavrı, beş kafadar için büyük bir gelişme anlamına gelmektedir!
Ne var ki, Nazım’la karşılaşmasını hiçkimseye söylemediği için kendini Ertan’a karşı suçlu hisseden Zeynep’in tedbir olarak Ertan’la daha da yakınlaşma çabası, bu umutları bir anda söndürecektir!
Lowe.AnGeL- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 16/07/08
Hepimiz Birimiz İçin Fan Club :: Hepimiz Birimiz İçin Dizisi Hakkında :: Hepimiz Birimiz İçin Dizisi Bölüm Özetleri
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz